Kutlamalar... KUTLAMALAR...
- calpay
- 15 Ağu 2023
- 3 dakikada okunur

Eskiden beri, bir yaşında bir bebek için doğum günü partisi yapılmasını gereksiz bulurdum. Genellikle, çocuğun belli bir yaşa gelene kadar, partide olan bitenin farkında olmadığını, hatta yapılan partinin çocuk için eğlenceden çok rahatsızlık yaratan bir ortam olduğunu düşünürdüm. Ancak çocuk sahibi olunca bu düşüncem değişti. Parti yapmanın farklı bir amacı da olabileceğini fark ettim. O da çocuğun büyüdüğünde, dönüp birinci doğum günü fotoğraflarına bakmaktan keyif alacağı ve fotoğrafları olmazsa bu anıların eksikliğini hissedebileceği düşüncesi.
Zaman geçiyor, jenerasyonlar değişiyor, yaşam tarzları farklılaşıyor. Bizim bebekliğimizde fotoğraf çekmek için epey bir organizasyon yapmak gerekiyordu. Bir defa herkesin fotoğraf makinesi yoktu. Makine varsa, film satın almak, belli sayıda olan pozları dikkatli kullanmak ve bir yere götürüp fotoğrafları bastırmak gerekiyordu. Sonra da o fotoğrafları saklamak için fotoğraf albümleri hazırlamak… Dolayısıyla benim birinci yaş günüme ait herhangi bir fotoğrafım ve de anım yok, hatta kutlama yapıldı mı onu dahi hatırlamıyorum. Ancak şimdi sorsanız, ‘kutlama ve fotoğraflar olmasını çok isterdim’ diye cevap veririm. Günümüzdeyse cep telefonlarımızla anında istediğimiz fotoğrafları çekebiliyor ve ister telefonlarda ister sabit disklerde binlercesini saklayabiliyoruz. Teknik imkanlarla ilgili detaya girmeye gerek yok, artık hemen herkes bir amatör fotoğrafçı olarak bu imkanları kullanıyor. Dolayısıyla, parti işini abartmamak kaydıyla, sırf fotoğraf çekip saklayabilmek için bile bebeğe doğum günü partisi yapılabilir bence.
Biz de Ece’yle birlikte, birinci yaşında Efe’ye bir doğum günü partisi yapmaya ve fazla abartmamaya karar verdik. Bu sıralar en çok sevdiği hayvan olan zürafa temalı süslemeler ve balonlarla evimizi süsledik. Efe kucağımızda, beraber danslar ettik, mum üfledik ve pasta kestik. Zaten Pandemi de olduğu için partiye bizim dışımızda sadece dede ve büyükanneler katıldı. Tabii ki bol bol fotoğraf çektik. Zaten her şey iki saat sürdü ve Efe’nin öğlen yemeği saati geldi. Yemekten sonra da öğlen uykusuna yattı. Gerçekten olup bitenin farkında olsa herhalde bize “bu ne biçim parti, iki saatte bitti” diye sitem ederdi. Ancak ileride fotoğraflara bakınca anne ve babasıyla birlikte babaanne, anneanne ve dedesinin de yanında olduğunu, herkesin ona sevgiyle sarıldığını ve orada bulunan herkes için ne kadar değerli olduğunu görecek diye düşünüyorum.
Efe için bir başka hatırlanacak gün de onun ilk yılbaşı kutlaması oldu. Aslında bu yıl hayatında ikinci defa yeni yıla girecekti ancak ilk seferinde henüz yirmi dokuz günlük olduğu için o yılbaşını saymıyoruz. Yılbaşından iki hafta önce terasımızda gerçek bir çam ağacını birlikte süsledik. Ağaca renkli süsler, ışıklar takarken yeni yıl şarkılarıyla eğlendik. Ne için olduğunu anlamasa bile bizimle birlikte farklı bir şey yaparak güzel vakit geçirdiğini düşünüyorum. Yılbaşı akşamıysa hepimiz şık kıyafetler giyip akşam yemeğinden hemen önce terasta, yeni yıla girmiş gibi kutlama yaptık. Yine bol bol fotoğraf çektik. Ben doğum günü ve yılbaşı kutlamalarına çok da önem vermeyen bir yapıya sahibim ve büyürken de çok fazla kutlama yapmadım. Ancak her iki kutlamanın da Efe’yi mutlu ettiğini ve şimdiden anılarında önemli bir yer tuttuğunu görebiliyorum.
Bu kutlamalar, yaşam tarzı için Efe adına verdiğimiz birçok karardan sadece ikisi. Büyüdüğünde doğum günü veya yılbaşı kutlamalarına yaklaşımı bugünlerin etkisiyle belirlenecek. Yaşam tarzının yanında, insanın karakteri, yani ahlaki ve zihinsel özellikleri de bebeklikten itibaren şekillenmeye başlıyor. Bebek doğduğu andan itibaren anne babalar, bebek için en iyi olacağını düşündükleri seçimleri onun adına yapar. Aileleri ve yakın çevreleri de olması gerekenlerle ilgili fikir beyan ederler. Bebeğin kendini ifade edemiyor olması ve belli bir yaşa kadar her konuda ebeveynlerine ihtiyaç duyması onun karakterini, hayatını, geleceğini bir ölçüde ebeveynlerinin belirlemesine neden olur. Ebeveynler de genellikle kendi yetiştirildikleri şekilde çocuklarını yetiştirme eğilimindedir.
Herkes kendi ailesinden gördüğü şekilde hareket eder ve eğer hayatının bir noktasında kendini geliştirmeye ve tekâmül etmeye niyetlenmemişse, ailesinden aldıklarının üzerine fazla bir katkı yapmadan bir sonraki nesle geçirir. Bu döngü böylece devam edip gider. Oysaki bebeğin saf bilgeliğine açık olabilirseniz ondan aldıklarınızı, geliştirerek onun için kullanabilirsiniz. Ona öğretebileceğinizden belki de daha fazlası sizin öğrenmeniz ve kendinizi geliştirmeniz için, onun enerjisiyle size doğru geliyor. Bundan ailece faydalanmak sizin elinizde.
Comments