top of page

Okula Dönüşün Düşündürdükleri

  • calpay
  • 15 Ağu 2023
  • 2 dakikada okunur

Eylül ayının yaklaşmasıyla akıllarda hep aynı sorular var. Pandemi yeniden canlanıp vaka sayılarında artış olacak mı? Ve okullar yüz yüze eğitime geri dönecek mi? Her yerde bir okula dönüş hazırlığı başladı…


Düşünüyorum da benim okulla ilgili anılarım genellikle keyifli ve eğlenceli anılar. Hiçbir zaman okulun ya da sınıfın en başarılı öğrencisi olmadım. Hep yetecek kadar çalıştım, yetecek kadar not aldım. Okul hayatım boyunca çok haylazlık da ettim ancak hiç disiplin cezası almadım. Devamsızlık haklarımı hep sonuna kadar kullandım ama hiç annemden gizli okul kırmadım. Tembellik etmek istediğimde annemden izin alıp evde uyumaya devam ettim. Arkadaşlarımla okul kırdığım zaman her seferinde anneme söyledim. Dolayısıyla okul hayatı benim anılarımda hep güzel yer alıyor. Okuldan gerektiği kadar faydalandım, gerektiği kadar eğlendim, gerektiği da kadar boş verdim.

Oğlumuz Efe henüz 21 aylık olduğu için, şimdilik okula dönüş bizi biraz daha farklı ilgilendiriyor. Yaklaşık bir buçuk yıldır Bodrum’dayız. Geçen yıl yaz sonu İstanbul’a dönmeyip kışı da Bodrum’da geçirmiştik ve oğlumuz Efe burada bir süredir oyun atölyelerine gitmeye ve diğer çocuklarla sosyalleşmeye alıştı. Çok da iyi oldu. Hem Efe’nin gelişimine hem de bizim ebeveyn olarak ufkumuzun açılmasına katkı sağladı. Ancak bu yıl en azından 4-5 ayı İstanbul’da geçirmeyi planlıyoruz. Okul öncesi eğitime çok önem verdiğimiz için de bu düzene önümüzdeki aylarda İstanbul’da devam etmek ve orada da buradaki gibi oyun atölyeleri bulmak şu anki okula dönüş hedeflerimiz.

Burada hem bol açık hava imkânı olan hem de nispeten sayıca daha az çocuğun bulunduğu sınıflarda Efe’ye yer bulduk. İstanbul bu yönlerden bize nasıl zorluklar çıkartacak bilmiyorum ancak bu konuda eşim Ece’ye çok güveniyorum. Bitmez tükenmez enerjisi ve kararlılığıyla Efe’nin ihtiyaçlarını karşılayacak çözümleri bulacağına inancım tam. Zaten normal hayat akışının yanında çocuk için gerekli olabilecek her şeyi de annesi düşünüyor, hatırlıyor ve harekete geçerek yerine getiriyor.

Baby&You dergisinde ilk yazmaya başladığımdan beri bebekli hayatta yaşananları bebeklikten, hatta hamilelikten itibaren erkek gözüyle, baba duygularıyla anlatmaya çalıştım. Babalığa, baba olmaya ne kadar önem verdiğimi, babasını çok erken yaşta kaybeden bir kişi olarak, babanın çocuğun hayatındaki rolünü, bildiğim oranda, dilimin döndüğü kadarıyla anlatmaya çalıştım. Hatta zaman zaman daha ileri giderek çocuk için babanın anne ile eşit derecede önemli olduğunu da söyledim. Ancak Efe bebeklikten çocukluğa geçerken aslında babanın anneden daha kısıtlı bir açıdan çocuğunun hayatına bakabildiğini fark etmeye başladım. Yakın bir zamanda yaşadığım bir uyanışla da babanın her ne kadar çocuğunu hayatının en önemli yerine koysa da anne kadar verici ve koşulsuz sevgiye sahip olamayacağını anlamaya başladım.

Bu uyanışta iki hafta önce annemi kaybetmiş olmanın da etkisi oldu tabii ki. Anne sevgisinin ve insanın ruhunda kapladığı yerin başka hiçbir şeye benzemediğini bir kez daha derinden hissettim. Onun gitmesinin yarattığı boşluğu başka hiç kimse ya da hiçbir şey dolduramayacak.

Babamı çok erken yaşta kaybetmiştim, dolayısıyla her şeyimle annem ilgilendi. Çocukluğum boyunca beni hiç kandırmadı, her zaman bana karşı dürüst oldu. Ben de ona karşı hep dürüst oldum.

Annem korktuğum hiçbir konuda bana, beni kandıracak, rahatlatacak beyaz yalanlar söylemedi. Her zaman olabilecekleri en doğru haliyle anlatmaya çalıştı ve sonuç ne olursa olsun daima benim yanımda olarak beni destekleyeceğini söyledi. Ben de hayatı oğluma aynen bu şekilde anlatmayı düşünüyorum. Bunu yaparken de onu ve annesini hayatımın merkezinden uzaklaştırmayacağım.

Anne çocuğun hayatındaki en önemli varlıktır ve Theodore Hesburgh’un söylediği gibi “Bir babanın çocukları için yapabileceği en büyük iyilik onların annelerini sevmektir”.


Comentários


Bana Ulaşın

bottom of page