Patron Kim?
- calpay
- 16 Ağu 2023
- 2 dakikada okunur

Bebekler doğumla birlikte duygusal anlamda sürekli olarak gelişiyor. Üç aylıktan itibaren önce kendi bedenini keşfetmeye başlayan bebek, elinin kolunun farkına varıyor. Kendi bedeninin sahibi olduğunu anladıktan sonra da çevresini keşfediyor ve çevresindeki her şeyin de kendinin bir parçası olduğunu zannetmeye başlıyor. Bundan sonraki aşamada ise kendi bedeni dışında bir dünya olduğunu anlıyor ancak kendisini buradaki her şeyin sahibi sanıyor.
Oğlumuz Efe üç yaşını bitirdi. Birkaç ay öncesine kadar sadece emir kipiyle konuşuyordu. Evin patronu gibi onu getir, şunu ver, oradan kalk, benimle oyna, gel, git… Bizim çabalarımız ve ana okulu sayesinde artık yavaş yavaş lütfen demeyi ve teşekkür etmeyi öğrendi. Eve geldiğimizde bizi karşılıyor, kendi dışarıdan geldiğindeyse içeriye merhaba diyerek giriyor. Bu aralar en çok üzerinde uğraştığımız konuysa, herhangi bir kitapta ya da çizgi filmde gördüğü bazı şeylerin hayal ürünü olduğunu ve orada gördüğü her şeye anında sahip olamayacağını anlatmak. Neden sonuç ilişkilerini anlamayı henüz tam olarak beceremiyor ve istediği herhangi bir şeyin neden o anda olamayacağını kavrayamıyor. Böyle olunca da istediği olmadığı için tepki göstermeye başlıyor. Tepki diyorsam itiraz etmek falan değil, ağlama, çığlık atma, oyuncakları sağa sola fırlatma, hatta yerde debelenmeye kadar gidiyor.
Bu aşamada çocukla iletişim müthiş derecede önemli. Tepkiyi almadan ortamı yumuşatmalısınız. Ona mantıklı açıklamalar yapmanız yeterli değil çünkü henüz tam olarak mantık çerçevesinde düşünmeyi, neden sonuç ilişkisi kurmayı tam olarak bilmiyor. Önce çocuğunuzun isteğini tam olarak anlamalı, onun bireyselliğini kabul ettiğinizi göstermelisiniz. Sonra da istediğinin neden olamayacağını anlatmaya çalışmak yerine, onu istediğinden vaz geçirmeli, istediğinden daha azına veya başka bir şeye ikna etmelisiniz. Bunun içinse sakin, sabırlı, yumuşak davranmayı becerebilmeniz gerekiyor. Halbuki birçok ebeveyne bağırıp çağırmak, tehdit etmek veya ceza vermek daha kolay geliyor. Bunu da terbiye etmek veya şımarmasını önlemek kılıflarının içine sokuyorlar.
Çocuğunuzla ters düştüğünüz durumlarda onunla iletişiminiz, ona karşı davranışlarınız ve tepkileriniz onun ileride nasıl bir karaktere sahip olacağını derinden etkiliyor. İletişim şekliniz çocuğun ileride kendine güvenli, sağlam karakterli ya da içine kapanık, pasif veya narsist bir kişiliğe sahip olmasına neden olabilir. Her istediğinin anında yerine getirilmesi ne kadar yanlışsa sık sık yargılanması da o kadar yanlış. Çocuğa ilgisiz kalmak, varlığını ihmal etmek, yeterince sevgi ve şefkat göstermemek onda yalnızlık, terk edilmişlik, reddedilmişlik ve aşağılanmışlık duygularını ön plana çıkartıyor. Sonucunda çocuk büyüdüğünde ya pasif, içine kapanık, silik bir karaktere sahip oluyor ya da bunları bastırabilmek için çevremizdeki insanların yarısından çoğu gibi narsisistik kişilik bozukluğu ile yaşıyor.
Çocuklarımız kendi bilgelikleri, kendi karakter özellikleriyle eşsiz bireyler olarak dünyaya gelir. Bu dünyada ise ebeveynlerinin, ailesinin ve yakın çevresindekilerin yönlendirmeleriyle yolunu çizmeyi öğrenir. Bizler çocuklarımızın sahibi değiliz ancak onları sevmek, korumak, kollamak ve yol göstermekle mükellef rehberleriz. Her ne yaparsa yapsın, hiçbir çocuk çevresinden hele ki ebeveynlerinden duygusal ya da fiziksel şiddet görmeyi hak etmiyor.
Sonuçta bana göre evde patron çocuktur. Nasıl patronlara destek olan ve yol gösteren yardımcıları, danışmanları hatta onları koruyan koruma görevlileri varsa ebeveynler de çocuklarının yardımcıları, danışmanları ve korumalarıdır.
Ben küçükken 2000 yılının hem teknolojik hem de insani değerler açısından çok ilerlemiş olacağını hayal eder, hatta o yıllara gelindiğinde kaç yaşında olacağımı hesaplayarak bu süper dünyada nasıl yaşayacağımı merak ederdim. Ancak 2023’e geldiğimizde bakıyorum da teknoloji belki ilerledi ama insanlık geriledi ve gerilemeye de devam ediyor. Dünyayı gittikçe saran bu kokuşmuşluk sarmalından kurtarabilecek tek şey ise mevcut yetişkin nüfustan daha iyi yetişmiş yeni nesiller olabilir.
Comments